Yalnızca dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ve disleksi üzerine uzmanlaşmış bir özel eğitim merkezimiz, DEHB için Moxo testi uygulamakta ve dikkat eksikliğine ve hiperaktivite bozukluğuna bağlı akademik güçlük yaşayan öğrencilere eğitim vermektedir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu dikkat, konsantrasyon, hareketlilik ve dürtü kontrolü alanlarındaki sorunlarla karakterize olan çocukluk çağının en sık görülen psikiyatrik bozukluklarından biridir.
DEHB’nin neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmemekle birlikte genetik geçiş, beynin dikkat, hafıza ve davranış arasındaki ilişkiyi düzenleyen bölümünde meydana gelen değişimler ve hamilelikte sigara, alkol kullanımı gibi zararlı davranışların rol oynadığı bilinmektedir.
Merkezimizde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu için moxo testi uygulanmaktadır.
Önerilen Yazı: Özel Öğrenme Güçlüğü
İçindekiler
DEHB’nin dikkat eksikliği, dürtüsellik ve aşırı hareketlilik veya diğer adıyla hiperaktivite olmak üzere 3 alt tipi bulunmaktadır.
Dikkatsizlik alt tipinde dikkati bir yerde toplamada güçlük, dikkatin kolayca dağılması, düzeni sürdürmede zorlanma, sık sık bir şeyler kaybetme, sorumlulukları unutma gibi belirtiler gözlenmektedir.
Dürtüsellik alt tipinde sırasını beklemekte zorlanma, düşünmeden hareket etme, isteklerini erteleyememe ve erteleme olduğu durumlarda agresifleşme gibi belirtiler gözlenmektedir.
Aşırı hareketlilik alt tipi ise aslında çocukluk dönemi için normal olan hareketlilik durumunun çocuk ve çevresi için işlevsiz bir hal alması durumudur. Basitçe yerinde hiç durmuyor, koltuktan koltuğa zıplıyor diye tanımladığımız davranışların daha yoğun olduğu durumdur. Hızlı konuşmak, karışısındakini dinlemekte zorluk çekmek ve karşıdaki kişinin sözünü kesmek gibi belirtiler de mevcuttur.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan bireyler genellikle 7 yaşından önce belirti verirler ve bu belirtiler en az 6 aydır mevcuttur. Aynı zamanda tanının konulabilmesi için bu belirtilerin en az 2 farklı ortamda ortaya çıkıyor olması gerekmektedir.
Tanının konulabilmesi için bahsedilen belirtiler gözlemlendiğinde çocuk ve ergen psikiyatristine başvurulmalıdır. Psikiyatr aile ve çocuğun okulundan aldığı bilgiler, çocuğa yönelik gözlemleri ve uyguladığı testler sonucu tanı koyacaktır.
DEHB tedavisinde 3 temel hedef vardır. Birinci hedef kişinin özellikle akademik hayatı için gerekli olan bilişsel becerileri sağlaması için gereken dikkati sağlayabilmesi, ikinci hedef özellikle sosyal hayat olmak üzere günlük hayatı sekteye uğratan aşırı hareketliliğin normal düzeye getirilmesi, son hedef olarak da kazalar ve pişmanlıklarla sonuçlanan dürtüselliğin kontrol altına alınmasıdır.
Tedavi sürecinde doktor, aile ve okul işbirliği içinde çalışmalıdır. DEHB biyolojik temeli olan psikiyatrik bir bozukluktur ve bu noktada ilaç tedavisi önemli bir rol oynamaktadır. Çocuğun ilacı doktorun tavsiye ettiği süre ve miktarda kullanması ve ilaca doktor kontrolünde başlayıp bırakması tedavinin seyri açısından önemlidir. Doktorun tavsiyelerine uymamak çocuğunun durumunun daha kötüye gitmesine neden olabilir.
İlacın yanında hem aile ortamında hem de okulda çocuğun durumuna göre uyarlanmış davranışlarla ona yaklaşmak tedavi sürecini destekleyen bir durumdur. Aynı zamanda psikolog desteği almak hem ailenin bilinçlenmesini sağlamakta hem de çocuğun davranışlarını düzenlemesi konusunda ona yardımcı olmaktadır. Bu noktada aile; doktor, psikolog ve okul arasında bir köprü görevi görmektedir. Aile hem okuldan aldığı bilgileri doktor ve psikolog ile paylaşmalı hem de doktor ve psikologdan aldığı önerileri okula aktarmalıdır. Kısaca DEHB’de çok boyutlu bir tedavi prosedürü gereklidir diyebiliriz.
DEHB tedavi edilmediği zaman kişide sürekli başarısızlık yaşaması ve eleştirilmesi sonucu özgüven sorunları oluşabilir. Arkadaşlık ve romantik ilişkilerinde, iş ve aile hayatında sorunlara neden olabilir. Aynı zamanda kişinin bozuk ve yetersiz olan dikkatini kendi imkânlarıyla onarmak için madde bağımlılığı geliştirdiği gözlenmektedir.
Kurumumuzda DEHB tanısı bulunan çocuklarımızın tedavisine destek olmak için psikologlarımız bireysel görüşmelerde dikkati ve hafızayı güçlendiren oyunlar ve etkinlikler planlamakta, hiperaktivite ve dürtüselliği kontrol altına almaları için çalışmalar yapmaktadır. Öğretmenlerimiz derslerini çocuklarımızın durumlarını göz onunda bulundurarak revize etmektedir. Kısacası DEHB tedavisinde çocuğa yönelik tutum ve davranışların özelleştirilmesi gerektiğini biliyor ve buna uygun şekilde çalışmalar yürütüyoruz.
Ailelerin öncelikli olarak yapması gereken şey çocuğun tanısını kabul etmek ve sorunu ciddiye almak olacaktır. Çocuğun davranışlarını şımarıklık, yaramazlık olarak tanımlamamak ve durumu ciddiye almak gerekir. Öncelikle ilaç tedavisi konusunda doktorun önerilerine uymak önemlidir. Sonrasında aileler tutum ve davranışlarını çocuğa göre özelleştirmelidir. Bunu yaparken aile bireyleri kendilerine de iyi bakmalı, kişisel bir alan yaratmalı ve kendilerine vakit ayırmalıdır. Aile iyi olmazsa çocuğun iyi oluşunu sağlamak konusunda zorlanacaktır.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda çocuğa karşı tutarlı olmak çok önemlidir. Bu tutarlılık hem bir ebeveynin sözleri ve davranışları arasında hem de iki ebeveyn arasında olmalıdır. Çocuğa karşı söz ve davranışlarda net ve tutarlı olunmalı, çocuk farklı sinyaller almamalıdır. Ayrıca çocuk tutturduğunda kurallar kolayca değişmemelidir. Tutturmalarla baş edemediğinizi hissettiğinizde bir mola vermek iyi olacaktır. Bu mola çocuğun önceden tanıdığı bir ortamda anne-baba ile sessiz bir şekilde birkaç dakika oturup beklemesi şeklinde olabilir.
Çocuğa sürekli nasihatte bulunmak da çok fazla yapılan hatalardan biridir. Çocuğun içinde bulunduğu durum nedeniyle yapmakta zorlandığı şeyler hakkında çocuğa sürekli nasihatte bulunmak onu anlamadığınızı düşünmesine neden olarak çocuğun sizlerden uzaklaşmasına neden olabilir. Çocuğun yaptığı küçük olumsuz davranışları görmezden gelmekte hiçbir sorun yoktur. Fakat kendine ve çevreye zarar veren davranışlarda ölçülü bir şekilde uyarmak önemlidir. Aynı zamanda çocuk olumlu davranışlar gösterdiğinde onu överek, arada küçük ödüller vererek bu davranışları pekiştirmek iyi olacaktır. Çocuğun olumsuz davranışlarına çok fazla odaklandığınızı, olumlu davranışlarını göremediğinizi fark ettiğinizde çocukla kendinize bir zaman yaratıp sadece iyi davranışları hakkında yorum yaptığınız, onları övdüğünüz egzersizler yapabilirsiniz. Tabi ki bunu tüm hayata yaymamaya dikkat etmeniz gerekiyor.
Çocuğunuza bir görev verdiğinizde bu görevin diğer çocukların bitirdiği süreden daha uzun sürede biteceğini unutmamak gerekiyor. Bu noktada çocuğa bir görev verildiğinde ona ek süre sağlamak onun işini kolaylaştıracaktır. Görevler arasında kısa molalar ve etkinliği sürdürmesi için sinyaller vererek ona destek olun. Çocuğa verilen yönergelerin açık ve kesin olmasına dikkat edilmeli. Çocuğun bakışınızdan, üstü kapalı cümlelerden ne demek istediğinizi anlamasını beklemek yanlış olacaktır.
Çocuğun yaşantısını düzenlemeye yönelik olan kurallar tepeden inme olmamalıdır. Ebeveynler ve çocuk bu kurallara birlikte oturup karar vermelilerdir. Bir çizelge hazırlayıp çocuğun odasına asmak çocuğa görevleri ve kuralları sürekli sözel olarak hatırlatmaktan daha etkili bir yöntem olacaktır.
Gün içerisinde çocukla oyun oynamaya mutlaka zaman ayırın. Bu oyunların çok hareketli, kuralsız oyunlar olmamasına özen gösterin. Belirli kuralları olan hareketli oyunlar ile hem çocuğu belli bir amaca yönlendirmiş hem de hareketliliği kontrol altına almış olursunuz.
Çocuklar ile ev ödevlerini yaparken çocuğa “hadi yap artık, dikkatini şuraya ver, bitir de kaldır şunları ortadan” gibi cümleler kurmamaya özen gösterin. Bu şekilde yaklaşımlar onu hem görevden hem de sizden uzaklaştırabilir.
Unutmamalısınız ki dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çözümü olmayan amansız bir şey değildir. Doğru tedavi yöntemi, doğru tutum ve davranışlarla kolayca tedavi edilebilen bir bozukluktur.
Öğretmenler için öncelikle üzerinde durulması gereken konu aile ile işbirliği içerisinde olmaya özen göstermek olacaktır. Düzenli olarak aile ile bir araya gelmek, çocuğun güçlü yönleri ve problemli davranışları hakkında konuşmak faydalı olacaktır. Bu konuşmanın içeriği iki tarafın da birbirine çocuğu şikayet etmesi şeklinde olmamalıdır çünkü muhtemelen iki tarafta aynı sorunları yaşamaktadır. Burada gözlemler ve deneyimler paylaşılmalı, problemli davranışın çözümünde ortak bir yöntem belirlenmelidir.
Bir diğer önemli konu da öğretmenin çocuğa bakış açısıdır. Öğretmen çocuğun problemli davranışlarına odaklanırsa hem çocuğun güçlü yönlerini gözden kaçıracaktır hem de çocuğa kendini suçlayıcı bir tavırla yaklaşacaktır. Probleme dikkat etmek sıklıkla probleme tepki vermekle sonuçlanır ve bu da problemli davranışın pekişmesine neden olur. Öğretmen problemli davranışı çocuğa, kendine veya derse atfetmek yerine çocuğun tanısına atfetmelidir.
Öğretmenin hangi ortamlarda ve nasıl durumlarda çocuğun problemli davranış sergilediğini iyi bir şekilde gözlemlemesi gerekmektedir. Bu sayede öğretmen okul ortamını çocuğa uygun hale getirme konusunda daha başarılı olacaktır. Öğretmenin dersin gidişatını çocuğa açıkça anlatması ve dersten beklentisini öğrenciyle paylaşması önemlidir.
Öğrencinin özgüveninin öğretmen tarafından güçlendirilmesi çok önemlidir. Küçük ilerlemeler dikkate alınmalı ve pekiştirilmelidir. Sadece elde edilen sonuç değil çocuğun çabası da pekiştirilmelidir. Sözel övgünün “harikasın”, “çok başarılı olacaksın” gibi genelleştirilmiş ve beklenti yaratan cümleler yerine duruma özgü cümleler olması daha etkilidir. Örneğin “bu problemi çok iyi çözdün” gibi.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı bulunan çocuklarda etkili olan bir yöntem de simgesel ödül sistemidir. Bu sistem puan toplama, kupon biriktirme ve bunu daha sonra uygun olan ödülle değiştirme şeklindedir. Burada önemli olan çocuğun davranış ve ödül arasındaki bağlantıyı anlayabilmesi ve öğretmenin tutarlı davranmasıdır. Aynı tutarlılık istenmeyen davranış gerçekleştiğinde çocuğun olumsuz sonuçları yaşaması durumunda da gösterilmelidir.
Öğrencinin dikkatini dağıtacak uyaranlardan uzaklaştırmak için cam kenarına veya sınıfın arka sıralarına oturtmamak gereklidir. Çocuğun hareket etme isteğini karşılamak için dağıtılması gereken kağıtları ona dağıttırmak gibi küçük görevler verilebilir. Çocuk ve öğretmen arasında önceden anlaşılmış çocuğun omzuna dokunmak sırasına dokunmak gibi küçük işaretler belirlenip çocuğun dikkatinin dağıldığı fark edildiğinde bu işaretler kullanılabilir. Bu işareti sadece çocuk ve öğretmenin bilmesi sınıftaki diğer çocukların zorbalık uygulamaması açısından önemlidir.
Derslerde ve sınavlarda yapması gereken görevler için çocuğa ek süre vermek, ev ödevlerini diğer öğrencilerden biraz daha az vermek, görev ile ilgili bütün yönergeleri aynı anda vermek yerine sırayla vermek çocuğun hayatını kolaylaştıracak diğer etkenlerdir.
Unutulmamalıdır ki dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı bulunan çocukların tedavi sürecinde öğretmenin yaklaşımı çocuğun hayatına dokunan önemli bir etken olacaktır. Çocuklarımızı tanımak ve onlara uygun özelleştirilmiş durumlar oluşturmak büyük bir iyileştirici faktördür.
Ücretsiz değerlendirme ve servis talep edibilir, uzmanlarımızdan ücretsiz danışmanlık alabilir, karşılaştığınız problemleriniz için sizi arayabiliriz.