Otizm spektrum bozukluğu(OSB), ya da bilinen kısa adıyla otizm doğuştan gelen, erken çocukluk döneminin ilk yıllarında ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden karmaşık bir nöro gelişimsel farklılıktır. Bireyin nöro-gelişiminde çevreyi nasıl algıladığını ve insanlarla nasıl iletişim kurduğunu etkileyen bu nedenle de sosyal etkileşim ve ifade becerisinde sorunlara sebep olan fizyolojik bir durumdur. Otizm spektrum bozukluğunun kalıtsal mı yoksa çevresel faktörlerin etkisiyle mi ortaya çıktığı soruları merak konusudur. Yapılan çalışmalarla otizm spektrum bozukluğunun genetik temelli olarak gelen ve çevresel faktörlerin de etkilediği ortaya konulmuştur fakat otizmin sebebi tam olarak bilinmemektedir.
İçindekiler
- 1 Otizm Spektrum Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?
- 2 Otizm Spektrum Bozukluğunda Erken Teşhis Neden Önemlidir?
- 3 Otizm Spektrum Bozukluğunun Tanılama Süreci
- 4 Otizm Spektrum Bozukluğu Davranış Problemleri
- 5 Otizm Spektrum Bozukluğunda Yararlanılabilecek Eğitim ve Terapi Hizmetleri
- 6 Otizm Spektrum Bozukluğuyla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar
Otizm Spektrum Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?
Otizm spektrum bozukluğunun yaygın olarak bilinen belirtileri; göz temasından kaçınmak, davranış, dikkat ve etkinliklerde kısıtlı tekrarlayıcı basmakalıp davranışlar, 3 yaşından önce sembolik oyun becerilerinde ve iletişim dil becerilerinde gecikmelerin yaşanması, adıyla seslenildiğinde dönüt vermemesi, yineleyici psiko-motor davranışlar olarak gösterilebilir.
Otizm spektrum bozukluğunun yaygın olarak bilinen belirtileri; göz temasından kaçınmak, davranış, dikkat ve etkinliklerde kısıtlı tekrarlayıcı basmakalıp davranışlar, 3 yaşından önce sembolik oyun becerilerinde ve iletişim dil becerilerinde gecikmelerin yaşanması, adıyla seslenildiğinde dönüt vermemesi, yineleyici psiko-motor davranışlar olarak gösterilebilir.
- 1 yaşına kadar adına yönelmeme duymuyormuş gibi davranma,
- Tek başına ve bağımsız oyunlar oynamaya çalışma,
- Rutin değişikliklerine aşırı tepki verme,
- Ellerini sallama(kanat çırpma hareketi yapma),
- Takıntı haline gelen ilgilerinin olması,
- Kendi etrafında dönmesi, dönen nesnelere fazla ilgi göstermesi,
- Nedensiz yere ağlama ve gülme davranışları göstermesi,
- Parmak uçlarında yürüme davranışı göstermesi,
- Parmakla nesne ve ya kişileri işaret ederek göstermemesi,
- Sıcak ve neşeli ifade eksikliği göstermesi,
- Bir nesneyle saatlerce oynama onları döndürme davranışı göstermesi
- Katı ve sert yiyecekleri yemeyi reddetmesi gösterilebilir.
Otizm spektrum bozukluğunun yaygın olarak bilinen belirtileri; göz temasından kaçınmak, davranış, dikkat ve etkinliklerde kısıtlı tekrarlayıcı basmakalıp davranışlar, 3 yaşından önce sembolik oyun becerilerinde ve iletişim dil becerilerinde gecikmelerin yaşanması, adıyla seslenildiğinde dönüt vermemesi, yineleyici psiko-motor davranışlar olarak gösterilebilir.
- Anormal toplumsal tutum, karşılıklı iletişim kuramama, iletişimi başlatamama ve duygularını ifade edememe,
- İletişim yetersizliğinden doğan göz teması, jest ve mimiklerini kullanamama, sözel konuşma dışında sözel olmayan konuşmanın hiç olmaması
- Sembolik oyun becerisinin olmaması, akran ilişkisi kuramaması, arkadaşlarıyla iletişim kuramaması
Otizm Spektrum Bozukluğunda Erken Teşhis Neden Önemlidir?
Erken tanı, doğru ve düzenli bir eğitimle çocukların birçoğunda otizm spektrum bozukluğunun semptomları denetim altına alınabilmektedir. Çocukların yaşıtlarına yetişebilmek için erken teşhis oldukça önemli bir hamledir. Yapılan çalışmalarda ortaya koyulan sonuç otizm spektrum bozukluğunun yaşamın ilk yıllarında daha kolay şekil verilebilen bir farklılık olduğunu ortaya koymuştur. Çocuklara koyulan erken tanı sayesinde tanılanma sonrasında bakım ve eğitime hemen başlanması, yaşamın ilk yıllarında otizm tanısı almış çocuklara yoğun eğitimin sunulması onların gelişimleri üzerinde olumlu etkiler sağlamaktadır. Ailelerde erken tanı sayesinde çocuklarının özel durumuna uyum sağlamakta ve karşılarına çıkan güçlüklerle daha rahat başa çıkabilmektedirler.
Otizm Spektrum Bozukluğunun Tanılama Süreci
Dünya’da otizm tanısı almış çocuk sayısındaki artış sonucunda otizme karşı farkındalığın artırılması ve ülkelerin bu duruma göre bir planlama yapması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Otizm Spektrum Bozukluğunun tanınır hale gelmesi eğitime erken başlama ve otizmin ortaya çıkardığı dezavantajları minimuma indirme açısından büyük önem taşımaktadır. Bu yüzden ülkemizde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından kurumlarla arasında iş birliği ve paylaşım ile birlikte erken tanılama, ailelere yönelik çalışmaların artırılıp geliştirilmesi, özel eğitim ve rehabilitasyonların geliştirilmesi, sosyal yardım sağlama ve toplumsal hayata uyum sağlama çalışmaları yapılmıştır. Farkındalık düzeyinin artmasıyla beraber Otizm Spektrum Bozukluğunun erken tanılanmasına yönelik gözlem ve tarama çalışmalarında sağlık uzmanlarının üzerine büyük ve önemli görevler düşmektedir.
Türkiye’de Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı, çocuk psikiyatrları tarafından klinik değerlendirmelere ek olarak nörolojik testler ve kulak burun boğaz, psikolog, genetik gibi tıbbi alanlardan istenilen test sonuçları ile beraber konulmaktadır. Kişinin öncelikle tıbbi ve nörolojik değerlendirilmesi yapılmalıdır. Bu değerlendirmeler neticesinde tıbbi bir bozukluk yoksa psikiyatrik değerlendirmeye gidilir. Tanı aşamasında sabit tek bir testten ya da kaynaktan oluşan değerlendirmeler yeterli olmaz. Bu sebeple değişik gelişim alanlarını farklı araçlardan elde edilen sonuçlara dayanarak Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı daha güvenilir bir şekilde konulur.
1. Çocukluk Otizmi Dereceleme Ölçeği CARS: ülkemizde en çok kullanılan tanılama araçlarından biridir.
2. Gilliam Otizm Dereceleme Ölçeği -2 (GARS – 2 veya GOBDÖ – 2 TV): Otizm Spektrum Bozukluğu olan kişileri tanılama hedefli kullanılan araçlardan biridir.
3. Otizm Davranış Kontrol Listesi (ABC): Otizm Spektrum Bozukluğu olan ayrıca zihinsel yetersizliği olan bireyler üzerinde kullanılan bir araçtır. Daha çok Otizm Spektrum Bozukluğunu diğer gelişim geriliklerinden ayırt etmek için kullanılır.
Otizm Spektrum Bozukluğu Davranış Problemleri
1. Öfke Nöbetleri: Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı almış çocuklarda dilsel ifade yetersizliğinden doğan kendini ifade edememe veya Otizmin doğası gereği duyusal duyarlılıktan kaynaklı öfke nöbeti yaşayabilir. Rutinlerinin bozulması ve ortam değişikliği onların bu durumu yaşamasına sebep olabilir. Bu durumu kontrole almak için çocukları tetikleyen hassasiyet duyduğu uyaranlar kontrol edilebilir. Problem davranışın ortadan kalkması için çocukların meşgul olacağı durumlar yaratılmalıdır.
2. Stereotip (Yineleyen) Davranış: Otizm Spektrum tanısı almış çocuklarda nesnesiz veya nesneli( nesneleri döndürme, ellerini çırpma vb.) stereotip davranışlar ortaya çıkar. Kişisel düzen ve zorunluluklar (eşyalarını kendine göre dizme sürekli kontrol etme değiştiğinde tepki gösterme) gibi davranışlar. Ekolali (ses ve söylenen kelime tekrarı) gözlenir. Bu davranışları kontrol altına alabilmek için çevre ihtiyaçlara göre düzenlenmelidir. Çocukların elini oyalan nesneler verilerek tekrarlanan davranış ertelenebilir.
3. Kendine veya çevresine zarar verme davranışı (oto-mutilasyon): Otizm tanısı almış çocuklarda kendine vurma, nesneleri yere fırlatma, ısırma, çevresindeki kişilere vurma vb. şekilde ortaya çıkabilir. Bu durumu önleyebilmek için öncelikle çocuklara model olmamız gerekmektedir. Çocuğun vurmamasını beklerken kendimiz bu durumu yapmamalıyız. Ayrıca davranışın hangi ortamlarda ortaya çıktığı belirlenmeli ona göre önlem alınmalıdır.
Otizm Spektrum Bozukluğunda Yararlanılabilecek Eğitim ve Terapi Hizmetleri
Otizm Spektrum Bozukluğu üstünde çalışmaların yapıldığı alanlar içinde ön plana eğitimin ön plana çıktığı ve tanı almış bireylerle birlikte aile yakınlarına da çok sayıda farklı nitelikli eğitimin de önerildiği görülmektedir.
ABA (Uygulamalı Davranış Analizi) Modeli
ABA, çocuğu öğrenmeye karşı güdüleyerek birçok durumda uygulayabileceği becerileri kazanmayı hedefler. Davranışçı bir yöntem olan ABA çocuklarda davranış değişikliğini amaçlar. Yoğun bireysel eğitim programlarıyla pekiştireç kullanarak yeni davranış geliştirmeyi de destekler.
TEACCH (Otistik ve İlgili İletişim Engelli Çocukların Tedavisi ve Eğitimi)
Dünyada geniş bir kullanımı bulunan TEACCH çocuklarda iletişim, algı, biliş, sosyal beceriler, taklit, psiko-motor gibi yetersizlikleri amaç edinmiş bir uygulamadır. Otizm tanısı almış çocukların bağımsız davranışlarını destekler eğitimi buna yönelik düzenler. Otizm tanısı alan çocukları normalleştirmek yerine onların birey olarak bulunduğu çevrede uyumlu ve rahat olmasını sağlamak amaçlarından biridir.
Duyusal Bütünleştirme Terapisi (DBT)
Duyusal bütünleştirme süreci tam ve dengeliyken beden hareketleri uyumlu, öğrenme kolay ve uygun davranış kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Otizm tanısı almış bireylerde duyusal bilgilerin düzensiz olması karmaşaya neden olmaktadır. Otizm Spektrum Bozukluğu olan bireyler vestibüler(denge), proprioseptif(konum ve hareket algılama) ve taktil(dokunsal) sistemlerden bilgi elde etmede bir takım güçlükler yaşayabilmektedir.
Duyusal Bütünleştirme Terapisine dayalı eğitimlerde çeşitli duyular aracılığıyla alınan bilgilerin düzenlenmesi yoluyla bilişsel fonksiyonlarının artırılması ve davranış problemlerinin azaltılması amaçlanır.
Etkileşimsel Oyun Terapisi Modeli (Floortime)
Etkileşimli Oyun Terapisi Modelinde kritik olan gelişimsel durumların öğretimi yapılmaktadır. Çevresindeki bireylerle iletişim kurma, yaratıcı ve mantıksal düşünme becerilerini geliştirmek amaçlanır. Çocuklardaki bireysel farklılıklar bulunması sebebiyle Floortime modeli her bireye uygun hale getirilir ve aile desteğini de önemser.
Otizm Spektrum Bozukluğuyla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar
Günümüzde otizm spektrum bozukluğuna karşı dikkat çekme ve farkındalık medya ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmasıyla artmıştır fakat teknolojinin gelişmesiyle birlikte otizm spektrum bozukluğu hakkında insanlar çok fazla bilgiye erişebilir hale gelmiştir. Bunun sonucunda doğru olduğu düşünülen birçok yanlışta ortaya çıkmıştır. Bunlar:
Yapılan bilimsel çalışmalar otizm ve aşıların birbirleriyle ilişkisi olmadığını göstermektedir.
Otizm doğuştan gelen bir farklılıktır. Doğru gözlem ve değerlendirme ile 18. aydan başlayarak otizmin varlığı belirlenebilir.
Düşünülenin aksine otizm spektrum bozukluğu teşhisi alan bireylerin genellikle farklı seviyelerde zeka geriliği gözlemlenir.
Otizmin sebebi günümüzde henüz belirlenememekle beraber kalıtsal köklü olabileceği, çevresel etmenlerin tetiklendiği düşüncesi kabul görmektedir. Akraba evliliği, bazı çekinik genlerin baskın genler hale gelmesine sebep olabilir.
Otizm spektrum bozukluğunun kalıtsal esaslı ve çevresel faktörlerin sonucunda ortaya çıktığı zannedilmektedir.
Özellikle geçmiş yıllarda “buzdolabı anne” tabiriyle birlikte annelerin çocukları duygusal yönde eksik bıraktığından kaynaklı bu durumun otizme sebep olduğu düşüncesi yaygınlaşmıştır. Otizm spektrum bozukluğunun kalıtsal temellere dayandırılmasından sonra bu teori çürütülmüştür.
Hacer İMRE